FARKLI OLMAK
Farklı olalım derken bazen biraz abartabiliyoruz.
Yeni üründe, ambalajda, reklamda, mağaza dekorasyonunda, özel gün süslemelerinde, imajımızda...
Markanızın kimliğine, kişiliğine, kısacası markanızla ilgili insanların gözündeki ve beynindeki algıya yakışır şekilde hareket etmek ve bu algıyı koruyacak şekilde pazarlama adımları atmak gerekir.
Lady Gaga kırmızı halıda pembe giymiş, kirpik takmış, bütün magazinin ilgisini çekmiş diye siz de bu kılıkta oraya gidemezsiniz. Aynı görüntüyü de yakalasanız algı, düşünceler, yorumlar ve sonrasındaki getiriler-götürüler çok farklı olur. Siz taklitçi, çılgın, anlaşılamayan biri olurken o hala bildiğiniz "Lady Gaga" olarak kalır.
Bu derece farklı, çılgın, sıra dışı, başkalarının beğenmediği, "asla" ile eylemlerini sıraladığı tarzları sunan markalar ve ürünler için aslında beklenilen de budur. "Kutuplaştırma" olarak adlandırılan bu olgu, hedefledikleri kitleyi kendilerine çekmelerini ve onlarla ilişkilerini daha da sağlamlaştırmalarını sağlamaktadır. Müşteriler ilgili marka ve ürün sayesinde diğerlerinden ne kadar farklı olduklarını hissederlerse markaya o kadar bağlanırlar.
Müşterilerin yer aldığı pozitif kutup marka aşkı, marka sadakati, marka bağlılığı, marka savunuculuğu vb. kavramlar ile literatürde yer alırken, diğerleri marka nefreti, karşıtlığı gibi kavramlarla açıklanır. Bu iki kutup günümüzde online ve offline mağazalarda, pazar yerlerinde ve sosyal medyada markaları, ürünleri, kampanyaları tartışarak kutuplaşır. Bu noktada pozitif ve negatif her türlü yorum çok kıymetlidir. Bu durum markanın eksiklerini, hatalarını görmesini sağlarken negatifçilerin (haters) yanıldıklarını savunucuları (lovers) sayesinde öğrenmesini de sağlar. Bu nedenle artık aklı başında markalar negatif yorumları silmemektedir.
Comments